Cennet Gibi Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz:
Toplam Mesajınız: 0


 

AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Cennet Forum Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ara. 16 2010, 09:56
Paz Tem. 04 2010, 00:56
Paz Haz. 27 2010, 03:20
Paz Mart 07 2010, 14:44
Çarş. Kas. 04 2009, 22:00
C.tesi Eyl. 26 2009, 23:54
C.tesi Eyl. 19 2009, 19:39
Paz Ağus. 16 2009, 18:53
Cuma Tem. 31 2009, 17:26
Salı Tem. 21 2009, 11:17

Konu Başlığı
Tanımlı ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE...
Konun Puanı
Nerdeyim?Cennet Gibi Forum :: İslam ve İnsan :: İslami Konular...
Gözle

Tanımlı ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE...

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
llııllKraLllııll
Moderatör
Moderatör
1 2
llııllKraLllııll
3 4


Üye Bilgileri Erkek
Yaş : Kayıt tarihi : 31/12/08 Mesaj Sayısı : 47 Nerden : EVden İş/Hobiler : Lakap : Kral
Tanımlı  ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE... Vide
MesajKonu: Tanımlı ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE... Tanımlı  ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE... EmptyPerş. Ocak 01 2009, 09:09

Şirk, yalnız Allah'a ait bir kısım isim ve sıfatları başka
varlıklarda da görmek, onları o konuda Allah ile ortak saymaktır. Bu
varlıklar daha çok, din büyükleri olur. Onlar Allah'a yakın bilindiği
için o isim ve sıfatları onlara vermek fazla rahatsız edici olmaz. Bu,
onları Allah'a karşı arabulucu konumuna sokar. Allah ile olacak işlerde
bunların aracılığına ihtiyaç duyulmaya başlanır. Artık onlara, Allah'a
boyun eğer gibi boyun eğmek zor olmaz. Böylece o büyüklerin her biri
bir İlah yerine konmuş olur.

Allah ile kendi arasında aracı koymak şeklinde gerçekleşen şirk,
masum gözüken, ama tevhidin temel amacını, Allah'tan başkasına kulluğu
engelleme amacını içten içe yok etmeye yönelik bir özelliğe sahiptir.

İnsanlar aracıları benımseyerek Allah'ın yanına ortaklar koyarken,
Allah'a güçsüzlük, yetersizlik isnat etmediklerini söylerler. Bunlara
yer vermelerini Kur'an'da da geçen şu gerekçeyle açıklarlar: "Allah'dan
başka veliler edinenler şöyle derler:'Bizim bunlara ibadet ve kulluk
etmemiz, bunlar bizi Allah'a yaklaştırsınlar diyedir."(Zumer /3)

Arap müşrikleri de Yaratıcı olarak bir tek
Allah'a inanıyorlardı. Ancak tıpkı bugünde aynısının yapıldığı gibi
Allah'a daha çok yaklaşmak niyetiyle o Lat, Menat adlı evliyalara
sığınıyorlarda. İslam Tarihçileri Lat, Menat, Uzza gibi putların,
zamanında yaşamış salih insanlar adına dikilmiş birer put olduğunu
yazarlar. Günümüzde değişen bir tek şey var. Lat, Menat yerine Gavsı
Azam, Hacı Bektaş, Mevlana Celaleddin, Kutb-i Irşad, Mürşid-i Kamil vb.
isimlerinin gelmesi
. Şirkte Allah'ın yanına
ortak olarak konan kişinin seçkin, salih, evliya veya peygamber olması
şirkin doğuşunu ne engeller ne de geciktirir. Kullanılan ortağın
Firavun olması ile Musa olması arasında fark yoktur. Insanların
kendilerini yanılttıkları noktalardan biri de budur.

Tevhid dininde ise kul ile Allah arasına hiç kimse giremez. Yani
aracı yoktur. Aracı şirk dininin özelliğidir. Allah bize o kadar
yakındır ki, şah damarımızdan daha yakın olduğunu kitabında söylüyor ve
bize hiç aracısız ibadet etmemizi, sadece kendisinden yardım istememizi
emrediyor. Bunu bütün namazlarımızda, Fatihalarımızda söylüyoruz. Fakat
bunlardan tamamen gafil bazı kimseler, bu aracılık müessesini
asırlardır yaşatmakta devam ediyorlar.

İnsanların yakınında onlara yardım edecek güçlü
biri var; onlar ise ondan yardım istemeyip ta uzaklarda ve kendilerine
hiç bir yardımı olamayacak birini arayıp bulmaya çalışıyorlar. Bu şu
demektir; ya onlar yanlarındaki varlığın gücüne inanmıyorlar veya
aracıları O'nun kadar üstün görüyorlar!

Bütün bunlar insanların Allah'ı gereği gibi tanımamalarından, Allah
anlayışlarındaki çarpıklıklardan ileri geliyor. Allah kapalı kapılar
ardında bir vali değil ki, önce sekreterden, sonra yardımcısından O'na
varalım. O bize bizden daha yakındır. Kur'an'ın tanıttığı Allah hiç
kimseye muhtaç değildir. Affedeceği ya da cezalandıracağı kimseyi hiç
kimseye sormadan, danışmadan halledebilir. Aracılık düşüncesindeki
anlayışta ise Allah sanki tek başına karar veremiyor. Bütün işler
özellikle sonsuz kurtuluş asla tek imza ile olmuyor. Aracılarında
birinin veya birkaçının daha imzası gerekiyor. Tevhid dininde ise hüküm
ve tasarrufların tümü, bu arada cennet belgesi, bir tek imza taşır. Bu,
Allah'ın imzasıdır. Allah'tan başka 'yetkililerin' de imzasına ihtiyaç
duyulan din, adı ne olursa olsun, tevhid olamaz. Çünkü tevhid hiçbir
alanda ikilik kabul etmez.



Konuyla ilgili ayetlerden bir kısmında şöyle buyuruluyor:
Allah, kuluna yeterli değil mi ? Seni O'ndan başkalarıyla
korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici
yoktur. Allah kimi de hidayete eriştirirse, onun için bir saptırıcı da
yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?

Andolsun, onlara:' Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olsan, elbette 'Allah' diyecekler.
De ki:' Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka
tapmakta olduklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun
zararını kaldırabilir mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun
rahmetini tutup-önleyebilecekler mi?' De ki:' Allah bana yeter,
tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler.' (Zümer; 36-38)

Allah ile birlikte başka bir (batıl) ilahı çağırma. O takdirde azap görenlerden olursun. (Şuara-213)
Ancak sana ibadet eder ve yalnızca senden yardım dileriz. (Fatiha-5)
Allah'ı bırakıpta kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan,
kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet(dua ederek
ibadet eden) edenlerden daha sapık kim olabilir. (Ahkaf-5)

Kim Allah'tan başka bir şeye çağırıp (ondan medet beklediği halde) ölürse, ateşe girer. (Sahih-i Buhari)
Birşey istediğinde Allah'tan iste. Yardım istediğinde yine Allah'tan iste. (Tirmizi rivayet ediyor ve sahihtir diyor) Islahatçı bir İslam alimi olan İmam Birgivi aracılığı savunan insanlara şöyle cevap veriyor:
"Allah ile kendi arasında bir aracı/vasıta ve şefaatçiyi kabule eden
kimse, ya zanneder ki, Allah, kulunun istediğini bilmiyor.. Yahut kendi
uzaklarda olduğundan işitmiyor da böyle bir vasıtaya muhtaç oluyor..
Bir hükümdarın, kabul etmek istemediği dileği vezir ve memurlarının
tesiriyle kabul ettiği gibi Dünya büyüklerinin idarelerinde vasıtaya
mecbur oldukları gibi. Böyle bozuk ve yanlış zanlara kapılan adam
bilmiyor ki, padişah bu aracılara ve müşavirlere muhtaçtır.

"Tuzağın önüne hoş şeyler konur. Din büyükleri bu konuda bulunmaz
bir malzemedir. Tuzağın iki büyük engeli akıl ve Kur'an'dır. Engelleri
aşmak için duygusallık öne alınır. Dinin akıl değil, bir gönül işi
olduğu söylenir. Bu, insanları, Kur'an'ı anlayamayacakları yalanına
inandırmayı kolaylaştırır. Artık önlerine hangi ayet konsa görmezlikten
gelirler. Kendi özgüvenleri kaybolur. Üstlerine pislikler yığılmaya
başlar "Allah'ın izni olmadıkça hiç kimsenin inanması sözkonusu
değildir. Allah, aklını kullanmayanları en yüz kızartıcı iğrençliğin
kucağına atar".(Yunus - 100) Şeytanlar başlarını sarar, onlarla yakın
arkadaş olurlar. Doğru yolla ilişkileri kesilir ama kendilerini o yolun
ortasında sanırlar.

"Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur."
" O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar." (Zuhruf 36-37)
Bazı insanlar Allah'la aralarında aracı kullanarak
duada istekte bulunmaktadırlar. Halbuki Allah'u tealanın insanlara
ulaşabilmesi için veya inanların Allah (c.c)'a ulaşabilmesi için
aracıya ihtiyacı yoktur. Bunları ileri sürenlerinde şeri bir delili
yoktur. Uydurma laflarla, uydurma hadislerle insanları sömürerek bir
insanın etrafında toplamaktadırlar. Özelliklede bu insanlara Kur'an
ayetlerinin çeşitli anlamlara geldiğini, her okuyan kişinin bunları
anlayamayacağını, Kur'an'ı anlamak için alim olmak gerektiğini
söyleyerek o insanları Kur'an okumaktan uzak tutmaktadırlar. Kur'an'dan
uzak kalan insanlarda artık hakkı aramak yerine onlara söylenenleri hak
olarak kabul etmektedirler. Halbuki Allah'u teala Kur'anı kerimde
bizlere Ayetlerinin açık, anlaşılır bir şekilde indirildiğini
buyuruyor.

"…Gerçekten size Allah tarafından bir ışık, bir açıklayıcı kitap geldi." (maide 15)

"Biz Kur'anı işte böyle açık ayetler halinde indirdik. Hiç kuşkusuz Allah istediği kimseyi doğru yola iletir." (Hac 16)


"De ki; "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap
göndermeye veya düşman gruplara ayırarak size birbirinizin hıncını,
birbirinizin terörünü, acısını tattırmaya kadirdir. Ola ki, anlarlar
diye, ayetlerimizi çeşitli açılardan nasıl açıkladığımızı görüyor
musun?(en-am 65)



"O ki, karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu şaşırmayasınız
diye size yıldızları kılavuz yaptı. Biz bilenler için ayetleri
ayrıntılı biçimde açıkladık.

(en-am 97)


"Elif, Lâm, Ra. Bu Kur'an, her işi yerinde ve her şeyden haberdar
olan Allah tarafından muhkem, uyumlu cümlelerle örülen, sonra ayrıntılı
biçimde açıklanan ayetlerden oluşmuş bir kitaptır." (hud 1)



Bu ayetlerden de açık ve net bir şekilde gördüğümüz üzere Allah
(c.c) Kur'an ayetlerini anlaşılması zor ayetler olarak değil de aksine
açık, net ve anlaşılabilir bir şekilde indirmiştir. Hala herkes Kur'anı
anlamaz, ilmi yetmez gibi düşüncelerle ne Kur'an okuyor ne Sünnete
bakıyor. Yardımın yalnız Allah'tan dilenmesi gerekirken onlar
ölülerinden yardım diliyorlar buda yetmiyor onları Allah'la aralarında
aracı tutuyorlar.

İslam'ı bozan bu durum, Kureyş müşriklerinin işledikleri durumdur.
Onlar, Allah-u teala'nın rabliğine iman ediyorlar, fakat bununla
birlikte Allah-u teala'ya yaklaşmak için vasıtalar ve araçlar tayin
ediyorlardı.



Allah-u teala şöyle buyuruyor:


"İyi bilinmelidir ki halis din Allah'ındır. Allah'
tan başka dostlar edinenler: "Bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar
diye onlara ibadet ediyoruz" derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri
şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve kafir
olan kimseyi doğru yola eriştirmez." (Zümer: 3)



"Onlar Allah'tan başka kendilerine fayda da zarar da veremeyen
şeylere taparlar ve: "Bunlar Allah katında şefaatçilerimizdir" derler.
Ey Muhammed! De ki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi
O'na haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koşmalarından münezzeh ve
yücedir." (Yunus: 18)



İslam'ı bozan bu durum zamanımızda kendisini İslam'a nisbet eden bir
çok kimse tarafından işlenmektedir. Öyle ki bu kimseler de tıpkı Kureyş
müşrikleri gibi Allah-u teala'ya yaklaşmak için Allah'la kendileri
arasında vasıtalar tayin etmişlerdir.

Fakat zamanımızdaki bu gibi kimselerin Kureyş
müşriklerinden tek farkları; kendilerini İslam'a nisbet ederek Muhammed
aleyhisselam'ın son nebi ve rasul olduğuna inandıklarını, ona ve Allah
katından getirdiklerine iman ettiklerini söylemeleridir. Oysa onlarınki
sadece kuru bir iddiadan başka bir şey değildir. Zira onlar, içinde
bulundukları durumları sebebiyle rasullerin hidayet yolundan çokça
uzaktadırlar.
Kureyş müşrikleri, Allah-u teala'nın yaratıcı,
rızık verici, öldüren, dirilten ve bütün işleri elinde bulunduran yüce
varlık olduğuna inanmalarına rağmen yine de müslüman ve muvahhid olarak
görülmediler. Bilakis müşrik olarak görüldüler. Zira onlar, Allah'la
aralarında vasıtalar tayin etmişlerdi. Tıpkı zamanımızda yapıldığı
gibi...

Öyle ki zamanımızda da mezarları yücelten, onlara
kurban kesen, adak adayan, ölülerden medet uman, ölü veya diri
kimseleri Allah'ın velisi görüp, onları Allah'a ulaşmada vasıta tayin
eden, rabıta yapan ve bunlar gibi Kureyş müşriklerinin yaptıklarına
benzer amelleri sergileyen kimseleri çokça görmemiz mümkün.

Sizler doğrudan Allah'tan değilde aracı ile Allah'tan istiyorsunuz,
Allah direk olarak insana vermekten aciz mi (haşa) ki aracı
kullanıyorsunuz. ayrıca bu Kur'anı anlamaktan falan bahsedenler var
sanki bu Kur'an anlaşılması zor bir kitapmış gibi insanları sömürmeyin,
bu şekilde insanları bir adamın peşine takıp gidiyorsunuz sen
anlamazsın, senin ilmin onu anlamaya yetmez gibi saçma düşüncelerle
insanların Kur'an dan ve Sünnetten uzaklaşmasına neden oluyorsunuz.
Büyük bir vebal altındasınız haberiniz olsun. Allah'ın kitabı açık ve
nettir Akıl sahiplerine tabiki...



"Allah ayetlerini size böyle açık açık anlatıyor ki, düşünesiniz". (bakara suresi 242)
"O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet
verilmişse ona çok hayırlı birşey verilmiş demektir. Bunu ancak akıl
sahipleri düşünüp anlayabilirler".(bakara suresi 269)

"...Eğer düşünecek olursanız size ayetlerimizi açık açık anlattık." (ali imran 118)

Allah'u teala bir çok yerde ayetlerin açık olduğunu söylüyor sizler
tutmuş sen anlamazsın senin ilmin yetmez gibi laflarla insanları Kur'an
okumaktan alıkoyuyor bir adamın peşine takıyorsunuz
Allah'tan Korkun...
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 814
Mesajın Ana Konusu:Tanımlı ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE...
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 01 2009, 09:09
Bu Mesajı Şikayet Et:
llııllKraLllııll Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Tanımlı ALLAH'LA ARALARINA ARACI KOYANLAR ve KURAN'I HERKES ANLAMAZ DİYENLERE...

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası
FORUMUMUZDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1 - Arama Yapmadan Konu Açmayın.
2 - Mesaj Yazarken Başlıklar Konularla Alakalı Olmalır.
3 - Konularımızı Alakalı Başlıklar Altında Açalım.
4 - Aynı Konuya Ard Arda Mesaj Atmayın(flood Yapmayın)
5 - Bu Kurullara Uymamakta Israr Edenler Siteden Belirli Bir Süreliğine Yada Tamamen Uzaklaştırılır.





Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cennet Gibi Forum  :: İslam ve İnsan :: İslami Konular... -
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar